16 Ocak 2013 Çarşamba

Küçük Günışığım


Oğlumun bana hissettirdiği ilk güçlü duygu zenginlik duygusu oldu. Daha fazlası olamaz gibi, en büyük ikramiye bu. Sanki kucağıma hayatın anlamını verdiler. "Al Nilgün, arayıp durduğun manâ işte bu". Aydınlandım mı ne? Bi ışık doğdu. Küçük Günışığım benim. 
         Basit yaşamayı öğreniyorum seninle. Karnını doyurmak, tuvaletini yapmak, uyumak, gülmek, ağlamak herbirinin anlamı genişliyor genişliyor ve bana hayatın sadece varolmak ve bunları yapabilmek olduğunu söylüyor.  Tabi bunlara sonra yürümek, koşmak, sosyalleşmek, sevişmek, çoğalmak .... ve daha bissürü şey ekleniyor ve farklı farklı değerler katıyor  insanlar hayatına. Sonra karmaşıklaşıyor herşey. Taa başladığı yeri, ve anlamı unutuyor.  Aramaya başlıyor 'neydi neydi' diye? İşte, sen bana tekrar hatırlattın onu. Hoşgeldin oğlum.                 
          Hızlandırılmış bir film seyrediyormuşum ve bişey anlamıyormuşum meğer.  Şimdi bir kaç sayılı  eylem dışında birşey yapmıyorum.Yiyiyoruz, içiyoruz, gaz çıkarıyoruz, uyuyoruz ve uyanıp tekrar bunları yapabildiğin ve yapabildiğim için mutlu oluyorum. Sıkıcı görünüyo belki ama zaman akarken daralmıyor genişliyor sanki aynı anda. Onu akarken yakalayabilecekmiş hissi geliyor içime. En mutlu ya da en mutsuz olduğumuz anlarda 'zaman durdu' dememizin sebebi bu herhalde. O an akmıyor, duruyor, büyüyor ve bizi içine alan koskoca bir dünya oluyor.
            Gel gör ki, bu modern şehir hayatından kaçış pratikte öyle kolay olmuyor. Bu basitlik ne kadar daha sürer bilmem. Çok uzun olmayacağını biliyorum. Rüzgâr büyüyecek, kreş, okul, kurs, iş, yemek, trafik, kalabalık, hayatımızı karmaşıklaştırıcak. Zaman, bildiğini yapacak, su gibi.

1 yorum:

  1. Bir küçük dünyam var içimde benim
    Mihnetim ziynetim bana kafidir
    Görenler dar görür geniştir bana
    Sohbetim ülfetim bana kafidir
    .........
    Aşık Veysel

    YanıtlaSil